Birinci Dünya Savaşı'nın galiplerinin, Almanya'yı da saflarına alarak 1925'te Locarno sistemini kurmaları Sovyetler Birliği'ni rahatsız etmişti. Ayrıca Musul Meselesi'nde Milletler Cemiyeti'nin tutumu Sovyetler Birliği ile Türkiye'yi birbirine yaklaştırmış ve iki devlet 17 Aralık 1925 tarihinde Paris'te bir tarafsızlık ve saldırmazlık anlaşması imzalanmıştır.
Bu antlaşma iki ülke arasındaki iktisadî münasebetlerden daha çok siyasî münasebetlerin gelişmesine sebep olmuştur.
Türkiye'nin Sovyetler Birliği ile 1925 Antlaşmasını teyit eden ve iki yıl daha uzatan 17 Aralık 1928 tarihli bir dostluk antlaşmasını imzalaması, Türkiye'nin batılı devletlere yaklaşmasına olanak vermiştir. Gerçekten de Türkiye, 1930 yılına doğru eski düşmanları İngiltere, Fransa, Yunanistan'la meselelerini hallederek normal münasebetler içine girmiştir. Dolayısıyla bu dönemde Sovyetler Birliği artık Türkiye'nin dayandığı tek büyük devlet olmaktan çıkacaktır.
Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa'nın girişimleriyle 28 Ağustos 1928'de Paris'te 9 batılı devlet tarafından Briand-Kellogg Paktı oluşturulmuştu. Türkiye, tecavüzî savaşı yasaklayan bu belgeyi 19 Ocak 1929 günü onaylamıştır. Sovyetler Birliği, Briand-Kellogg Paktını imzalayan ilk devlet olmakla birlikte, bu antlaşmayı bir an evvel yürürlüğe koymak amacıyla, Doğu Avrupa'daki komşuları ile 9 Şubat 1929'da Litvinof Protokolünü imzalamıştır. Türkiye, Litvinof Protokolünü de 1 Nisan 1929'da onaylamıştır.